Ekonomi

Japonya ekonomisi ilk çeyrekte beklenenden fazla daraldı

Investing.com – Japonya ekonomisi 2025 yılının ilk çeyreğinde, son bir yılın ardından ilk kez küçülerek beklentilerin üzerinde bir daralma gösterdi. Hükümetin açıkladığı öncü verilere göre, reel gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH), Ocak-Mart döneminde yıllıklandırılmış bazda %0,7 oranında azaldı. Bu oran, piyasalardaki %0,2’lik daralma beklentisinin oldukça üzerinde gerçekleşti.

Çeyrek bazda da benzer şekilde ekonomi %0,2 daraldı. Bu oran, %0,1 küçülme yönündeki piyasa tahmininden daha düşük bir performansa işaret ediyor. Söz konusu daralma; düşük özel tüketim, ihracat kayıpları ve küresel talepteki zayıflamayı yansıtıyor. Bu durum Japonya’nın özellikle dış ticarete dayalı sektörlerinin karşı karşıya olduğu riskleri gözler önüne serdi.

Tüketim zayıf, ihracatlar geriliyor

Ekonomik daralmanın başlıca nedenleri tüketimdeki durgunluk ve ihracattaki keskin düşüş olarak öne çıktı. Özellikle otomotiv gibi dış ticarete bağımlı temel sektörlerde zayıflayan küresel talep, Ocak-Mart döneminde büyümeyi ciddi ölçüde baskıladı. ABD’nin 2 Nisan’da duyurduğu kapsamlı ve karşılıklı tarifeler, Japon ihracatçılar açısından olumsuz bir tabloyu daha da belirginleştirdi.

Veriler ayrıca, Japon ekonomisinin tarifelerden önce bile dış talep desteğini kaybetmeye başladığını gösterdi. Tüketici harcamaları enflasyon karşısında hız keserken, hanehalklarının artan tasarruf eğilimi tüketimdeki canlanmanın önünü kesti. Bu gelişmeler, ihracata dayalı büyüme modeline sahip Japonya için dengeli büyüme alternatiflerini gündeme taşıyor.

Yatırımlar pozitif sinyal verdi, önceki veride revizyon yapıldı

Ekonomik görünümdeki olumsuz tablonun yanı sıra bazı pozitif sinyaller de dikkat çekti. Sabit sermaye yatırımları, analizlerin üzerinde bir performansla %1,4 oranında artış gösterdi ve GSYİH’ye 0,7 puan katkı sağladı. Bu durum iç talebin nispeten dirençli seyrettiğine işaret etti.

Ayrıca 2024 yılının son çeyreğine ilişkin GSYİH büyümesi daha önce açıklanan %2,2 seviyesinden %2,4’e revize edildi. Bu revizyon, geçtiğimiz döneme ait verilerin daha güçlü bir büyüme performansını yansıttığını ortaya koydu. Ancak söz konusu pozitif gelişmelerin, yeni çeyrekteki zayıflığı telafi edemediği görüldü.

BOJ: Belirsizlik artıyor, para politikası temkinli kalmalı

Japonya Merkez Bankası (BOJ) Yönetim Kurulu Üyesi Asahi Nakamura, son dönemdeki açıklamalarında ABD’nin gümrük tarifesi politikalarının Japon ekonomisi üzerindeki belirsizliği artırdığına dikkat çekti. Nakamura, söz konusu dışsal şoklara karşı Japon ekonomisinin kırılgan olduğuna, otomotiv gibi ana sektörlerde kazançların zayıfladığına ve şirketlerin yatırım kararlarında bekle-gör politikası benimsediğine vurgu yaptı.

Nakamura ayrıca, özel tüketimin yetersiz ücret artışları ve fiyat baskıları nedeniyle ivme kazanamadığını belirtti. Artan gıda fiyatlarının ise temel enflasyonu etkileyebileceği uyarısında bulundu. BOJ’in para politikası duruşunun orta-uzun vadeli ekonomik temellere dayalı olması gerektiğini ifade eden Nakamura, faiz artışlarında acele edilmemesi gerektiğini, ekonomik görünümün temkinli stratejiler gerektirdiğini dile getirdi.

Faiz artışları 2026’ya kalabilir

Ekonomideki daralma ve kısa vadede toparlanmaya yönelik net bir sinyalin olmaması, Japonya Merkez Bankasının faiz politikasına ilişkin beklentileri de etkiliyor. Credit Agricole ekonomisti Takuji Aida, BOJ’in politika faiz oranlarını 2025 yılı içinde artırmasının mümkün görünmediğini ve bankanın en erken 2026 Ocak ayında faiz adımı atabileceğini öngördü. Aida, faiz artışı öncesinde ekonominin Temmuz-Eylül döneminde bozulmadığının teyit edilmesi gerekeceğini belirtti.

Öte yandan, SMBC Nikko Securities ekonomistleri de yayınladıkları bir araştırma notunda, Japonya Merkez Bankasının politika faizini mevcut %0,5 seviyesinden 2026’nın ilk çeyreğinde %0,75’e çıkarabileceğini değerlendirdi. Ekonomistler, BOJ’in bu kararı alabilmesi için ücret artışlarında ivmenin yeterli düzeye ulaştığını ve %2 hedefli enflasyon patikasına girildiğini teyit etmesinin şart olduğunu ifade etti. Bu doğrultuda, gelecek yıl yapılacak ücret görüşmelerinin para politikasının yönü açısından belirleyici olacağı kaydedildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu